Ana içeriğe atla

17.Yaşlar ve Noktalar (.)

Eskiden hayat çok mu güzeldi? yoksa biz fazla kapıldık bu yamuk dünyaya. Çocukluğumu kulağıma fısıldayan rüzgar.. koştukça üstüme bulanan çamur, yaşım on yedi.. Her yaşımda altın tepsilerde sundum çocukluğumu, daha yörüngesi oturmamış bu dünyaya.. Yaşım on yedi.. Birbirini kestikçe yücelen et parçalarına direndim, savaşa, ihanete, ağıtlara çocukluğumu siper ettim. Yaşım on yedi.. Her hücreme anılar sakladım, başımı her göğe kaldırışımda ellerim vurdu kafama, çünkü başlamıştım kendimi uyarmaya. Yaşım on yedi.. Kaderi arıyorum, her dilde adı başka anılan o yüce kelimeyi, belki kendisi yıldızların ardında ya da şakaklarımda.. Usanmadan bu badbaht hayatımı kasetlere kaydeden o yönetmene teşekkür etmek istiyorum.. Yaşım on yedi.. saatin her tıkırtısında bu dram filminin sonuna yaklaştığımı.. her kahkanın feryadını.. Her cümleden sonra gelen noktanın zaten orada beni beklediğini biliyorum. Cümlenin biteceğini bile bile noktaya varıyorum. Belki güzel bir şiir sonlanır. Bir aşk romanı peydah olur ya da ilk baskısı satmayan derginin karalanmış mısrasıyımdır. Yaşım on yedi.. cümle bitmeden noktayı görüyorum. Evrendeki tüm heyecanlar kanımda pıhtılaşıyor. Dünyayla beynim aynı ritimde, yalanlarla boğuşuyor. Yaşım on yedi.. noktanın varlığını kabul etmediğim halde iç sesim hep onu anıyor. Aynaya baktıkça dökülen sırlarım, ihaneti kazıyor kelimelerime. Cümle sona yaklaşınca, alev alan hafızan anılarını bir bir kül ediyor. Gözlerini kısıyorsun, siyah ve yeşillikleri yokluyorsun. Aynada gözlerin gözlerinde. artık farkındasın. Her dönüşte, her düşüşte aslında yalnızlık ve kalabalıkla çatıştığının.. Kara çarşafın üstüne serilmesiyle tekrar başa sarılıyor.. noktaya vardın.. Ama bu kitap noktayla bitmiyor.. Yaşım on yedi.. 

On yedinci yaşıma girerken yazdığım,
On sekize selam veren mısralar..
Sahiden sizin yaşınız kaç?