Cennet kapısında yeşeren vahanın Gençleşen türkülerinde geçer adın Orda çekilen ıstırabın anlamı vardır Gözyaşı şiirlerinin bir bir prangası çözülür Kokusu peygamber çiçeğine namludur Gelin tülünden perdeler kelimelere kurşun Hangi mevsimin alın teridir keşkeler Uzun yolların feveran kuytularında Sayfalara sığmayan iç çekişlerin soluklanır O vakit gök sana bulanır. Üşüyen gençliğin avuçlarında ölmüş adalet Karga sesiyle dökülen yapraklar Yağmursuz köyün alacaklısı Bakarım bulutlara güzel günler yakın Susarım, kalanı konuştuklarıma kefalet Örtülen günahın vebalidir yarınım Nefes aldıkça yaklaşıyorum kaçınılmaz sona Kaçtıkça esaret günlerim yazılır alnına Sahipsizim her adımım sana darılır Kelimelerim anılar şeridine takılır. Bayram sevinci kaplar sağır duvarları Güneşe kavuşan gecelerim eceline susamış Muntazam rüyalarım karabasana esir Kapanır kapılar ardı ardına Keşke diyen sıfatımda kapkara aydınlık Bir sigara, bir ben, bolca pişmanlık ve sahne karardı.. k
bizim olanlar hep öyle kaldılar.